TAŞ YAPAN MİNERALLER
Yerkabuğunu
oluşturan cisimler, mineraller ve taşlar olmak üzere ayırt edilir. Minerallerin
kimyasal açıdan homojen olmalarına karşılık, taşlar, yani mineral toplulukları
heterojen cisimlerdir. Ancak taş olarak
adlandırılan oluşumlar, yerkabuğunda oldukça sık rastlanılan ve benzer
oranlarda mineral topluluklarının oluşturdukları cisimlerdir.
Taş yapan minerallerin en
önemlileri silikatlar ve demirdir. (Magnezyum, kalsiyum, sodyum ve potasyum
alüminyum silikatlarıdır. )
16 km derinliğe
kadar yerkabuğunu oluşturan taşlardan alınan 700 civarındaki örneğin mineral
bileşimlerinin istatistik incelemesi sonucunda magmatik tşların bileşiminin şu
mineral gruplarından oluştuğu ortaya konmuştur.
Feldspatlar ve
türevleri 59. 5
Hornblend ve ojit 16. 8
Kuvars 12. 0
Mika
3. 8
Bütün diğer mineraller 7. 9
Taş yapan mineraller , renklerinin açık veya koyu
oluşuna göre açık renkli mineraller veya felsitler, koyu renkli mineraller veya
mafitler olmak üzere gruplandırılır.
FELSİTLER |
MAFİTLER
|
Feldspatlar
|
Piroksenler
|
Feldspatoidler
|
Amfiboller
|
Kuvars
|
Biotit
|
Muskovit
|
Olivin
|
Jips
|
Serpantin
|
Kalsit
|
Klorit
|
Kil mineralleri
|
Kloritoid
|
Epidot-Zoisit
|
Granat
|
|
Turmalin
|
MAGMATİK TAŞLARIN MİNERALLERİ
1)
SİLİSYUM GRUBU MİNARALER
KUVARS
SiO2, S=7,
Öz. Ağır. =2. 65, Hegzagonal-Trapezoedrik
tetardoedri.
Kuvars taş
yapan minerallerin en önemlilerinden birisidir. Gre ve kuvarsitler hemen hemen
yalnızca bu minerallerden yapılmışlardır. Asit taşların en karakteristik
elemanıdır. Sertliği 7 olduğundan doğal etkenlere karşı dayanıklıdır, zor
ayrışır, dilinimi yoktur, kırılma yüzeyi genellikle midye kabuğu şeklindedir.
Kitle halinde iken yağ parlaklığı, kristal halinde cam parlaklığı gösterir.
Yalnızca florasiti, kaynayan potasyum klorür ve alkali karbonatta erime
gösterir. Kuvarsın pseudomorfozları oldukça yaygındır. Trigonal trapezoedrik
şekilde kristallenen kuvars 575 C0 derece ısıda hegzagonal
trapezoedrik ?-kuvars formuna dönüşür. 575C0 derecenin üzerinde ise
paramorfoz bir kuvars formu olan ß-kuvars oluşur.
870C0
derecede -kuvars rombusal form olan tridimite, 1470C0 derecede ise
tetragonal form olan kristobalit'e dönüşür. 1700C0 derecede ergir.
Bu çeşit kuvars türlerinin ısı
şartları ile olan ilişkileri nedeni ile kuvars, jeolojik termometre olarak
değer taşır.
Kuvars kristalleri
taşlarda çok seyrek olarak idiomorf sınırlar gösterir. Taş içerisinde
genellikle renksiz süt beyazı veya gridir. Bazı granitlerde ortoklas ile
birlikte yazı graniti dokusunu oluşturur, yani taş içerisinde bulunan
plajioklas ortoklasın yerine geçer ve serbest kalan kuvars plajioklas
içerisinde solucan şekilli bir yapı gösterir. Buna mirmekit yapısı denir.
Kuvars ince kesitlerde renksiz ve
saydamdır. Çok defa düzensiz ince çatlakları vardır. Kırılma indisi zayıf, çift
kırması da zayıftır. Optikçe pozitiftir.
Kristal
sınırları düzensizdir ve korrozyon gösterir. Bazen ikizleri görülür. Dilinimi
yoktur(=Çok zayıf) Tektonik etkenlere karşı çok hassastır. Optik eksenlerin
sapması sonucunda aynı tanede çeşitli sönmeler olur ve dalgalı sönme gösterir.
Gene basınç sonucunda taneler birbiri içine girer ve aynı taneden birçok
tanelerin oluşması sonucunda Mörtel dokusu meydana gelir.
Kuvars'a
feldspatoidlerle birlikte rastlanmaz. Olivin, korund ve spinel ile de görülmesi
pek nadirdir. Çünkü bu mineraller SiO2 ile başka mineraller
oluştururlar ve ancak bu son ürünler kuvars ile birlikte bulunabilirler.
(Örnek:Nefelin SiO2 ile birlikte Albit, Korund SiO2 ile
birleşerek Disten'i oluşturur. )
2)
FELDSPAT GRUBU MİNERALLER
ORTOKLAS
(Alkali
feldspat) (SiO2. SiO2)Al-K veya KalSi3 O8
Ortoklas
Yunanca düzgün bölünen teriminden türetilmiş bir deyimdir. Monoklinal
holoedride kristallenir. S=6, Öz. Ağır. =2. 57 Flor asitinde ayrışır.
Genellikle porfirik dokulu taşlarda idiomorf oluşumlar şeklinde yer alır.
Oluşum şekline
göre değişik şekillerde kristalleri gelişir. Ortoklas adı altında genellikle
berrak olmayan K-Feldspatları gösterilir. Genç ve çabuk soğumuş volkanik
taşların cam manzaralı feldspatlarına
sanidin adı verilir. İkizleri çok boldur.
Ortoklas
özellikle hamuru cam olan volkanik taşlarda idiomorf kesitler verir. Taneli
taşlarda ise hudutlar düzensizdir, bazen yuvarlak hududlara da rastlanır.
Basınç altında kalan taşlar da ortoklas mercek şeklini alır ve bu nedenle ince
kesitte göz gibi görülür.
Kristalleri değişmeye uğramamışsa
renksiz ve parlak kesitler halinde görülür.
Ortoklas
içinde inklüzyon boldur. Çeşitli minerallere rastlandığı gibi, zonar şekilde ojit, biotit, kuvars gibi
mineraller çok miktarda bulunur.
Değişmesinden muskovit (serizit)
ve kaolen oluşur. Serisit pulları yüksek olan çift kırılmalarıyla kolayca
tanınır. Kaolinleşme de ise , yeni oluşan materyal toprağımsı bir manzara
gösterir;bu özelliği ile de berrak gözüken kuvarstan kolayca ayırt edilir.
SANİDİN
KalSi3
O8 bileşiminde olan sanidin de % 70'e kadar varabilen Na-Feldspat
molekülleri bulunabilir. Yüksek miktarda
Na molekülü bulunan sanidinlere sodyum sanidin veya sodyum ortoklas da
denir. Sanidin genellikle genç ve çabuk
soğumuş magmatik taşların cam manzaralı feldspatlarına verilen isimdir. Monoklinal sistemde kristallenir. Ayrışmaya uğramamış kristalleri renksiz veya
gri renkte, saydam ve çok parıltılıdır.
Kesitleri genellikle renksiz ve berraktır.
Dilinimleri
net olarak görülmez.
MİKROKLİN
(K, Na) AlSi3
O8 optik iki eksenli negatif bir mineraldir.
Mikroklin
aslında KalSi3O8 bileşimindedir. Birçok hallerde %100-60 ortoklas ve %0-40
albitten oluşur. İkizleri çok
karakteristiktir. Kendine özgü kafes
yapısı ile iyi tanınır.
ANORTOKLAS
(Na, K)AlSi3
O8 veya pek az miktarda Ca-Feldspatta bileşime girebilir. Bileşim
bakımından Ortoklas ile Albit arasında bir ara safha olan Anortoklasda, Albit
%60 a ulaşabilir.
Optik
özellikleri açısından mikrokline çok yaklaşan bu mineral, triklinal (pseudomonoklinal) bir feldspat
türüdür. Genellikle c ekseni yönünde
uzamış renksiz kristaller halindedir. İkizlerine sık rastlanır. Optik çift
eksenli negatif bir mineral olan anortoklasın kırılma indisi mikroklinden biraz
daha yüksektir. Sanidinde olduğu gibi Na bakımından zengin lavlar ve bunlarla
ilgili taşlarda bulunur. Anortoklas çok yüksek ısıda oluşmuş ve çok çabuk
soğumaya uğramış bir albit ortoklas karışımıdır.
PLAJIOKLASLAR
Bir Na
feldspatı olan albit ile bir Ca feldspat,
yani anortit'in oluşturduğu izomorf serinin üyelerine plajıoklas denir.
Triklinal sistemde kristallenirler. Bileşimlerinde bulunan anortit miktarına
göre adlandırılan bu serinin bir ucunda albit (NaAlSi3 O8),
diğer ucunda ise anortit (CaAl2 Si2 O8)yer
alır.
Plajıoklas
kristallerinin şekli ortoklasınkine çok benzer. Yüzeyler arasındaki açıların
değerleri de az farklıdır. Hemen hemen bütün plajıoklas türlerinde mükemmel
dilinim görülür.
Plajıoklaslarda
özellikle lamelli ikizlere hemen hemen daima rastlanır. En çok görülen ikizler
(010) yönünde olup buna albit ikizlenmesi denir. Bu cins ikizler genellikle
uzunlamasına yönde levha şeklindedir. Bu polisentetik ikizlenme sonucunda taban
kısımları genellikle düzenli girinti ve çıkıntılar gösterir. Bu durum çok defa
mikroskopik olarak da paralel çizgiler halinde görülür ve ortoklaslardan ayırma
imkanını verir.
Plajıoklasların
en karakteristik özelliği polisentetik ikizlerin aralarındaki içeriye-dışarıya
oluşan açılar pek görünmez, fakat analizör devreye sokulduktan sonra lamel
sisteminin değişik sönüşüyle ikizler hemen belli olur.
Albit ikizleri uzun eksen yönüne
paralel düz ve keskin şeritler halinde görülür. Lameller değişiktir. Kısmen
ince kısmen de kalın şeritler halinde olabilir. Basınç etkileri nedeniyle bazen
kıvrıklı, kırıklı veya basamaklı olabilirler.
Plajıoklaslar
genellikle renksizdir. Bazen gri veya yeşilimtrak olabilir. Albitten anortite doğru yoğunluk ve buna
uygun olarak erime noktası da artar. Öz. Ağır. =2, 61-2, 77)
Ayrışmaya uğramamış plajıoklaslar
ince kesitlerde berrak ve renksizdir.
Plajıoklaslarda
inklüzyon olarak ortoklas veya mikroklinin yanı sıra düzenli şekilde sıralanmış
hematit, ilmenit veya magnetit de yer alabilir ve plajıoklasın prizma veya
pinakoid düzlemlerine paralel olarak sıralanırlar. Bu inklüzyonlar kristalin
merkez kısımlarında düzenli bölgeler meydana getirir. Aventurin veya güneş
taşında görüldüğü gibi bazen pırıltı olayı da yaratabilirler. Feldspat
kristallerinin buğulu bir görünüş almasının metamorfik ısınma sonucu olduğu
tahmin edilmektedir.
Plajıoklaslarda
da ayrışma görülür. Ancak bunlardaki ayrışma ortoklasın aksine kaolinleşme
yerine damuritleşme şeklindedir. Ca miktarının artışı ile fazlalaşma gösterir.
Albit ayrışma yönünde oldukça dayanıklıdır. Anortite doğru ayrışmada süratli
bir artış görülür. Albitte ayrışma sonucunda serizit, karbonat veya kil
minerallerinin albitin yerine geçtiği görülebilir. Anortoklasın ayrışması çok
karakteristik bir durum gösterir.
Mineralin
anortoklas molekülleri ayrışırken albit bölümü aynen kalır. Bu ayrışmada
epidot, klinozoisit veya zoisit, beyaz mika veya karbonatlar oluşur.
Havalanma da
plajıoklaslarda tipik ayrışma ürünlerini oluşturur. Değişik etkenler nedeni ile
çeşitli kil mineralleri ortaya çıkar. Bazen de plajıoklas ortoklasın yerine
geçer ve serbest kalan kuvars plajıoklas içerisinde mirmekit dokusunu
oluşturur.
Plajıoklaslar özellikle monzonit,
diyorit, gabro grubu taşlarının tayininde önemli rol oynar. Metamorfik taşların
da en yaygın mineral türüdür.
FELDSPATOİDLER
Kimyasal
bileşimleri yönünden feldspatlara benzeyen feldspatoidler, feldspatlar gibi
homojen geçiş serileri oluşturmaz. Bunlar silisçe fakir, ancak alkalilerce
zengin magma oluşumlarıdırlar. Bu gruba giren mineralleri albit veya ortoklas
ile karşılaştırdığımızda, silis yönünden fakir oldukları anlaşılır. Grubun en önemli
türleri nefelin ve lösittir.
Feldspatoidler heterojen bir mineral topluluğu olmasına rağmen, sırf
minerolojik özellikleri nedeniyle bir grupta toplanmışlardır.
En önemli
feldspatoid türleri:
Lösit KalSi2
O6
Nefelin NaAlSiO4
Sodalit 3NaAlSiO4 NaCl
Hauyn 3NaAlSiO4 CaSO4
Nosean 3NaAlSiO4 Na2 Si4
PİROKSENLER
Magmatik
taşların karakteristik ve önemli bileşenleri olan piroksenler bileşim
bakımından başlıca iki değerli unsurların metasilikatlarıdır.
R2 "Si2
O6 genel formülü ile ifade edilebilen bu grupta R2 nin yerine şunlar
bulunabilir: Na, Li, Ca, Fe, Mg, Ti, Al, Fe2 v. b.
Bu bileşimde
genellikle çok az miktarda Li, Ti ve Mn yeralabilir. Başlıca rombusal ve
monoklinal sistemlerde kristallenirler. Piroksenler özellikleri birbirine çok
yakın olan minerallerdir ve dike yakın olan (87°) dilinim açıları çok
karakteristiktir. Dilinimler iyi oluşmuş fakat düzensiz ve kesik görünümlüdür.
Bu grubun paleokrizma özelliği yok gibidir. Yatay kesiti çoğunlukla
sekizgendir. Renkleri hafif ve çeşitlidir. Oldukça yüksek olan kırılma
indisleri nedeniyle rölieflidirler. Çift kırmaları çeşitli piroksen türlerinde
çok farklıdır. Optik eksenler düzlemi
rombusal piroksenlerle monoklinal piroksenlerin çoğunda (010) a paralel olup
optik özellikleri genellikle (+) dır.
Taşlar
içerisinde en çok monoklinal ve kısmen de rombusal piroksenlere rastlanır.
Triklinal piroksenler ise seyrektir.
Piroksenler dört esas gruba
ayrılarak incelenebilirler.
PİROKSENLERİN SINIFLANDIRILMASI
1-Rombusal piroksenler
A)Enstatit % 0-10 (SiO3) Fe
B)Bronzit %10-30 (SiO3) Fe
C)Hipersten %30-50 (SiO3) Fe
a)ferrohipersten
%50-70 (SiO3) Fe
b)Eulit
%70-90 (SiO3) Fe
c)Ferroslit
%90-100 (SiO3) Fe
2-Monoklinal
piroksenler
A)Ca lu ve ferromanganezyumlu
piroksenler
Klinoenstatit (SiO3)Mg
Pijonit (SiO3). (Mg, Fe, Ca)
Diopsit, Diallag (SiO3)2 CaMg
Hedenbergit (SiO3)2
CaFe
Ojit (Si, Al)O5
. (Ca, Mg, Fe, Al)
B)Alkalen piroksenler
Egirin (SiO3)2 Na, Fe3+
Jadeit (SiO3)
Na , Al
Spodumen (SiO3)2 Li , Al
3-Piroksenoidler
Vollastoni (SiO3) Ca
Rodonit (SiO3) (Mn, Fe, Ca)
AMFİBOLLER
Amfiboller
inosilikatlardandır. genel formülleri R2 "Si2 O6
olup burada R2 nin yerine
Na (K), Ca, Fe2+, Mg, (Ti), Al, Fe3+
gelebilir.
Rombusal ve
monoklinal sistemde kristallenirler. Bu gruptaki mineraller genellikle c ekseni
yönünde uzama gösterirler ve bu uzama bazen iplik şekline kadar varabilir. İyi
gelişmiş prizmatik dilinimleri vardır. Dilinim açıları aşağı yukarı 124º
civarındadır. Ayrıca amfibollerin dilinimleri piroksenlerinkinden daha ince ve
daha düzgündür.
(100) yüzeyine
göre ikizlenme çok sıktır ve tekrarlama ikizleri şeklinde olabilir. Öz. Ağır.
=2, 9-3, 5 S=4-6, 5 arasında değişir.
Hidroflorik asit dışında asitten etkilenmez.
Aşağıda önemli amfibol türleri şematik olarak gösterilmiştir.
1)Rombusal amfiboller
Antofillit
Gedrit
2)Monoklinal amfiboller
Amfibol
Kümmingtonit
Grunerit
Tremolit
Aktinolit
Rihterit
3)Geçit amfibolleri
Hornblend
Adi Hornblend
Bazaltik Hornblend
Edenit
Pargazit
Glaukofan
Ribeckit
Hastingsit
Arfvedsonit
4)Amfiboloidler
Enigmatit
SERPANTİN
Genel formülü
Si4 O10 (OH)8 . Mg2 olan serpantin
fillosilikatlardandır. Genellikle Mg'un yerini kısmen Fe alır.
Antigorit
(yaprak serpantini) ve krizotil (lif serpantini)olmak üzere iki önemli çeşidi
vardır. Birincisi yeşil renkli ve çok iyi dilinimlidir. Krizotil ise sarımtrak-yeşil renkli ve ipek
parlaklığındadır. Monoklinal sistemde kristallenmelerine rağmen pseudomorf
olarak bulunurlar.
İnce
kesitlerde genellikle renksiz bazen hafif yeşil olarak görülür. Bu durumda
zayıf bir pleokroizma fark edilir. Kırılma indisleri küçüktür. Antigorit optik
bakımından (-) dir. (001)yönünde belirgin dilinimlidir. c ekseni yönünde
gelişmiş kristalleri bazen çok uzun, ince lifler halinde ve amyant adını alır.
Bunlar antigorit içindeki damarcıkların kenarlarına genellikle dik olarak
oluşurlar. (110) yönünde dilinimleri vardır. Renksizdir. Çift kırma değeri de
küçüktür.
Bu gruba giren
mineraller genel olarak çeşitli silikatların, özellikle piroksen ve
peridotların alterasyonu sonucunda oluşurlar ve serpantin denilen taşların
hemen hemen tamamını meydana getirirler.
METAMORFİZMA SİLİKATLARI
-Andalusit
-Turmalinler
-Granatlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder