MTA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN ÇALIŞMA ESASLARI
VE
ANA KONULARI
MTA Genel
Müdürlüğü, madencilik sektorünün gelişmesi için gerekli her türlü bilgiyi
üreten ve altyapı hizmetlerini de sunan araştırmacı bir kuruluştur.
Ülkemizin maden
ve hammadde kaynaklarını kuruluş kanununa uygun olarak araştırmak ve ekonomiye
kazandırmak görevini sürdüren Genel Müdürlüğümüz arama faaliyetlerini,3213
sayılı Maden Kanununa göre kendi ruhsat sahalarında ve talep halinde ücreti
karşılığında özel ve kamuya ait ruhsatlı sahalarda yerine getirmektedir. Buna
ilave olarak Maden Kanununun 18. ve 47. maddelerine göre ruhsat sahası
civarında ve madencilik faaliyeti yapılabilecek alanlarda prospeksiyon
yapmaktadır.
Genel Müdürlüğümüz
genel bütçeden verilen yatırım ödeneği ile Bakanlığımız ve Devlet Planlama
Teşkilatı'nca onaylanan "Yatırım ve İş Programı"na uygun olarak ülke
genelinde çeşitli yörelerde mahallen arazi kamp yerleri açarak, işçi ve
ekipmanlarının bir kısmını da bu yörelerden sağlayarak çalışmalarını
sürdürmektedir. Genel Müdürlüğümüz 13 Daire Başkanlığı ve 13 Bölge Müdürlüğü
ile yurt genelinde toplam 3639 personelle hizmet vermektedir.
Genel
Müdürlüğümüz çalışmalarını; Maden Arama Projeleri, jeoloji, jeofizik haritaları
ve Bilimsel Araştırmalar, Harita Envanter ve Veri Bankaları, Hidrojeoloji
Etütleri, Jeotermal Etütler, Jeokimya, Yerkabuğu araştırmaları, MTA Sismik-1,
Diri Fay Sismotektonik Etütleri, Metropolitan Alanların Jeoloji Etütleri, Tip
Mukaveleli Etütler ve Organize Sanayi Bölgeleri Yer Seçimi, Sondaj Karot
Bankası Araştırmaları, Laboratuvar ve Teknolojik Araştırmalar ile ilgili
Bilimsel Etütler, Ücretli İşler, Yurtiçi ve Uluslararası Teknik İşbirliği
Projeleri konularına ağırlık vererek yürütmektedir.
Bu temel konu ve alanlara yönelik olarak:
JEOLOJİ ARAŞTIRMALARI
-Değişik ölçekli Jeoloji, Mühendislik Jeolojisi, Tektonik, Jeomorfoloji,
Kentleşme ve Altyapı, Doğal Afet Haritaları yapım çalışmaları
-Deniz Araştırmaları,
-Uzaktan Algılama Araştırmaları,
MADEN ARAMALARI
-Metalik Maden Aramaları
-Endüstriyel Hammadde Aramaları
-Enerji Hammaddeleri Aramaları
-Jeotermal Enerji Aramaları
JEOFİZİK ARAŞTIRMALARI
-Maden Aramaları, Jeotermal Enerji ve
Yeraltı Suyu araştırmaları, Kabuk Yapısı Araştırmaları gibi konularda
Jeoelektrik, Sismik, Manyetik ve Gravimetrik Etütler ve Kuyu Ölçümleri
-Değişik ölçeklerde Jeofizik Harita yapım çalışmaları
FİZİBİLİTE ETÜTLERİ
-Mali ve Ekonomik Değerlendirme
-Rezerv Hesapları
-Maden İşletme Projeleri
JEOTEKNİK ÇALIŞMALAR
-Şev Stabilitesi
-Zemin Araştırmaları
TEKNOLOJİ ARAŞTIRMALARI
-Malzeme Araştırmaları
-Cevher Zenginleştirme
-Teknolojik Problemlerin Çözümü
gibi konularda çalışmalar yapılmaktadır.
ANADOLU’DA MADENCİLİĞİN TARİHÇESİ
Anadolu'da
madencilik binlerce yıl önce başlamış, M.Ö. 7000 yıllarında saf bakır,
M.Ö.(3000-1200) yılları arasında tunç yaygın olarak kullanılmıştır. Daha sonra
Hititler (M.Ö. 1750-2000), Urartular (
M.Ö. 850-585), Frigyalılar (M.Ö. 750-650)ve Lidyalılar (M.Ö. 650-550), dönemlerinde
Anadolu'da çeşitli maden yataklarını işletmiş, izabe tesislerini kurmuş, metal
para basıp kullanmışlardır.
Roma,
Bizans ve Selçuklu dönemlerinde giderek gelişen madencilik, Osmanlı
Imparatorluğu'nun ilk dönemlerinde devlet katkısı gormüş, 1815 yılında Bandırma
yakınlarında bor, 1829 yılında Zonguldak'ta taşkömürü, 1848 yılında
Bursa-Harmancık'ta krom bulunmuştur.
Devletin
maden sahiplerinden %25 gibi bir hisse almasını öngören 1861 tarihli ilk Maden
Nizamnamesi, etkili denetim olmadıgı için başarı sağlayamamıştır. Daha
sonraları 1869, 1886 ve 1906 yıllarında üç ayrı maden yasası çıkarılmıştır.
1906 yasası ile işletme izni süresi, 99 yıl olarak belirlenmiş ve devlet payı
madenin cinsine göre (%1-20) arasında değişmiştir.
Osmanlılar
döneminde yabancı egemenliğinin altında olan madencilik sektöründe,
Cumhuriyet'in ilanından sonra yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu dönemde,
öncelikle büyük eksikliği olan madencilik öğrenimi yapmıs, teknik elemanların
yetiştirilmesi ve yeni ekonomik model saptanmasına çalışılmıştır. Cumhuriyet
rejimi ayrıcalıklı yabancı sermayeye karşı çıkmış, ancak anonim ortaklıklar
kurularak yabancı sermayenin madencilik sektöründe yoğun girişimlerde
bulunmasını da sağlamıştır. İzmir İktisat Kongresinde (1923), bu doğrultuda
alınan kararlar ışığında özel kesimin finansmanını karşılamak üzere İş Bankası
ve Türkiye Sanayii ve Maadin Bankası kurulmuştur. Ancak, ülkenin savaştan yeni
çıkmış olması, özel kesimin sermaye birikiminin yeterli olmayışı ve 1929 dünya
ekonomik krizi nedeniyle özel girişime dayalı politikada başarılı olunamamış,
sektörde kamunun etkinliği arttırılmaya başlanmıştır.
Devletin
madencilik sektöründe öncülük yapması amacıyla, madenlerimizin daha rasyonel
bir şekilde aranması, bulunanların rezerv ve kalitelerinin tespiti, ekonomiye
kazandırılması için 1935 ylılnda MTA Enstitüsü, bulunan madenlerin
işletilmesini sağlamak amacıyla aynı yıl Etibank, 1940 yılında da Ereğli Kömür
İşletmesi Müessesesi (EKİ) kurulmuştur.
1940
yılında Raman'da MTA tarafından bulunan petrolün arıtılması amacıyla 1942
yılında aynı yörede yine MTA tarafından 10 ton/gün kapasiteli bir rafineri
kurulmuş, 1954 yılında MTA'dan alınan eleman, ekipman ve dökümanlarla Türkiye
Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) kurularak, devlet adına petrol arama, üretim,
arıtma görevlerine başlamıştır.
1954
yılında, o güne kadar yalnız kamu kuruluşlarınca işletilen bazı madenleri özel
girişimin arama ve işletmesine açan ve özel-kamu girişimine eşit davranılmasını
ilke edinen 6309 sayılı maden kanunu yürürlüğe konmuştur.
1957
yılında, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu oluşturulmuş ve o zamana kadar
Etibank tarafından yürütülen taşkömürü ve linyit üretim görevi bu kuruluşumuza
devredilmiştir.
Planlı kalkınmayı öngören 1961
Anayasasının 130. maddesi ile doğal kaynaklarımız, anayasa güvencesine
alınmıştır.
1963
yılında, enerji ve madencilik ile ilgili politikaları oluşturmak, uygulamaları
denetlemek ve yönlendirmek amacıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
kurulmuştur.
Planlı dönemde, maden kaynaklarımızdan
en fazla yararı sağlamak, yurt içi talebi karşılamak ve dış satım artışı
sağlamak,ana hedefler olarak belirlenmiştir.
1978
yılında çıkarılan 2172 sayılı kanunla, çok sayıda kömür ve demir işletmesi
devletleştirilmiş, ancak üretimdeki düşüşler nedeniyle devletleştirilen
sahaların bir çoğu 1983 yılında çıkarılan 2804 sayılı kanunla sahiplerine iade
edilmiştir.
Yine
1983 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) kurulmuş ve taşkömürü üretimi
TKİ'den alınarak bu kuruluşa devredilmiştir.
1985
yılında yayınlanan ve madenlerimizin daha rasyonel bir biçimde aranmasını ve
işletilmesini amaçlayan 3213 sayılı maden kanunu, günümüzde de yürürlüktedir.
MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜN EKONOMİDEKİ YERİ
Yurdumuz,
karmaşık jeolojisi ve tektoniğinin sonucu olarak çok çeşitli maden kaynaklarına
sahiptir. Ancak, bu karmaşık jeoloji ve tektonik, aynı zamanda maden
yataklarımızın küçük boyutlu ve çok parçalı olmasının da bir
nedenidir.Çeşitlilik açısından dünyanın zengin ülkelerinden biri olmamıza
karşın,gerek toplam rezerv yönüyle ve gerekse tek tek yatak boyutları
kıyaslandığında geri sıralarda yer almaktayız . Dünya rezervlerinde önemli paya
sahip olduğumuz madenlerin başında bor gelmektedir. Dünya bor rezervinin % 51’i
yurdumuzda bulunmaktadır (Tablo 1). Bunun dışında dünya perlit rezervinin % 8.7’si,
barit rezervinin % 7.1’i, sodyum sülfat rezervinin %3’ü, cıva rezervinin % 3’ü,
diatomit rezervinin % 2.9’u, linyit rezervinin % 2.2’si,antimuan rezervinin%
2.26’ sı,manyezit rezervinin %1.47’si,gümüş rezervinin % 1.44’ ü, bakır
rezervinin %0.37’si,krom rezervinin %0.40’ı ve altın rezervinin %0.23’ü
ülkemizdedir.
Türkiye'nin
1996 yılı dünya maden üretimindeki payları önem sırasına göre, bor da % 48,
perlitte % 11.82, manyezitte % 10,67, feldispatta % 7.92, kromda % 6.87,
linyitte % 5.20, bentonitte % 4.31, baritte % 2.38, grafitte % 2.18 dir.
1997
yılı maden ticaretimize değer ($) olarak bakacak olursak; İthal ettiğimiz
madenlerin başında taşkömürü, demir, linyit, kok kömürü, fosfat,bakır,
zirkonyum, asbest, kaolen; ihraç ettiğimiz madenlerin başında bor, krom,bakır,
manyezit,çinko, feldispat, mermer,barit ve pomza gelmektedir. 1997 yılı
itibariyle ihracatımız 424 milyon $, ithalatımız 934 milyon $'dır
(petrol-doğalgaz hariç). Türkiye’nin yıllar itibariyle dış ticareti miktar ve
değer olarak tablo 4,5‘de gösterilmiştir.
Doğal
zenginliklerimiz açısından en önemli madenimiz olan BOR, dünya rezerv ve
üretiminde % 50’den fazla pay almakta olup, dış piyasada Türkiye'yi temsil
etmek durumundadır. Dünya bor piyasası Türk kolemanitinin hakimiyetindedir ve
madencilik sektorunün en biiyük döviz kazancı bor ihracatından
kaynaklanmaktadır. Dünya TRONA rezervinin % 97.71'i ABD'de, geri kalanının %3'
ünün Türkiye'de olması sebebiyle trona varlığımız da dikkat çekici sayılabilir.
Ekonomimiz
içindeki yeri sürekli gerileyen madencilik sektöründe, yatırım talebinin azalma
eğilimi göstermesi doğaldır. DPT yatırım teşvikleri incelendiğinde; Teşvik
belgelerinin sektörel dağılımında madencilik sektörünün payı 1987 yılında %
7.6, 1988'de % 2, 1989'da % 2.8, 1990'da % 2.7, 1991'de % 3.6, 1992'de % 2.9,
1993'de % 2.8, 1994'de % 2, 1995'de % 0,6 ,1996’ da %1.3 ve 1997’ de %1.7
olmuştur.
Sabit sermaye yatırımlarında ise 1987
yılında % 2.8 olan madencilik sektörünün payı 1988'de % 2.9, 1989'da % 2.2,
1990'da % 2.2, 1991'de % 2.3, 1992'de % 2.3, 1993'de % 1.4, 1994'de % 1.5,
1995'de % 1.3, 1996’da %1.1 ve 1997’de %1.2 (tahmini) olarak gerçekleşmiştir.
Arama
ve işletme yatırımlarının azalmasıyla, yapılan maden istihracı, potansiyelin
gerisinde kalmakta ve madenciliğimizin ekonomideki payı giderek küçülmektedir.
1986 yılından önce GSMH dan % 2 oranında pay alan madencilik sektörünün bu
payı, 1990’da % 1.58, 1991’de % 1.54, 1992’de % 1.35, 1993’de % 1.09; 1994’de %
1.39, 1995'de % 1.29, 1996’da%1.2 ve 1997’de %1.1 olarak gerçekleşmiştir.
Madenciliğimizin
GSMH ‘daki payı ortalama % 1.5 civarında seyrettiği ve bu oranın 2 milyar $ lık
bir miktarı ifade ettiği görülmektedir. Bu oran Almanya ve ABD gibi gelismiş
iilkelerde de % 2-4 civarındadır. Miktar olarak bakıldığında bu oranların ifade
etiği rakamlar Almanya'da 30 milyar $, ABD ‘de ise 150 milyar $ dır. Yani bu
üIkelerde, madencilik önemini korumaktadır ve bu miktarlarla aramalarını,
işletmelerini ve teknolojilerini geliştirmeleri mümkün olmaktadır. Ayrıca bu
ülkeler sanayi devrimlerini de madencilik sektorü sayesinde
gerçekleştirmişlerdir. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda ise madencilik
sektörünün GSMH içindeki payının % 20 lerde olduğunu görürüz. Bu oran da bu
ükelerde madenciliğin gelişmesi için bir kaynak yaratıldığını açıkça
göstermektedir. Gelişmekte olan bir ülke durumundaki Türkiye bir yandan 1
milyonluk nüfus artışını besleyebilecek yatırım ve üretimi sağlamak, diğer
yandan fert başına düşen milli geliri artırarak halkın refah düzeyini
yükseltmek zorundadır. Bunu sağlayacak en önemli kaynaklardan biri olan
madenciliğin katkısı yetersiz kalmaktadır. ÜIkemiz maden ticareti rakamları
dikkate alındığında, ithalatın artmasına rağmen, ihracatın aynı seviyelerde
kalması bu sektöre yeteri kadar önem verilmediğinin göstergesidir.
Madencilik
sektörüne yön verirken uzun vadede bir madencilik politikası oluşturulmalıdır.
Bu politikanın kalıcı olması yanında, zaman içinde değişip, yeni koşullara
uyacak esnekliği de göstermesi zorunludur. Ayrıca bu politika tespit edilirken
maden potansiyelimiz sağlıklı bir şekilde belirlenmeli ve doğal kaynaklarımızın
tükenebilirliği göz önüne alınmalıdır. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında,
sektörün alt yapısını oluşturan doğal kaynakların aranıp bulunmasının, gelişmiş
ülkelerde olduğu gibi devlet tarafından yapılmasının zorunluluğu ortaya
çıkmaktadır. Madencilik sektörümüzün gelişmiş ülkeler düzeyine gelmesi ve
ekonomimizde olması gereken yere ulaşması için sektördeki belirsizliklerin en
aza indirilmesi gerekmektedir.
Arama
çalışmalarının sağlıklı yapılmasının önemini ve bunu devletin üstlenmesinin
zorunluluğunu bu şekilde vurguladıktan sonra, devlet, sınırlı kaynaklarını
akılcı bir şekilde aramalarda yoğunlaştırmalı ve işletme aşamasında kademeli
olarak çekilmelidir. Bu alan özel sektör çalışmalarına açılmalı ve özel
girişimciler teşvik edilmelidir. Bundan sonraki aşamada çalışmaların verimli
olabilmesi için gerekli yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılması ve bunlara
işlerlik kazandırılması gerekmektedir. (* Madencilik
Sektörü Toplantı Raporu - Haziran 2000)
|
Rezerv (Gör+Muh) (Ton)
|
Açıklamalar
|
Altın
|
300
|
Au İçeriği
|
Alünit
|
4 000 000
|
%7.54 K2O
|
Antimuan
|
106 306
|
Sb içeriği
|
Asfaltit
|
74 370 000
|
AID.2896-5536 Kcal/kg
|
Asbest
|
29 646 379
|
Değişik lif boylarinda, lif yüzdesi
%4 ' un üzerinde
|
Bakır
|
2 279 210
|
-
|
Barit
|
35 001 304
|
%71-99 BaSO4 içerikli
|
Bitümlü Şeyl
|
1 641 381 000
|
OrAID.541-1390 Kcal/kg
|
Bentonit
|
250 543 000
|
Sondaj+Döküm+Ağartma
|
Boksit
|
87 375 000
|
%55Al2O3 (25 667 000 ton metal Al)
|
Bor
|
1 805 709 953
|
% 24.4-35B2O3 içeriği
|
Civa
|
3 820
|
Metal Hg
|
Cinko
|
2 294 479
|
Zn içeriği
|
Demir
|
149 925 000
|
%55Fe ( 82 458 750 ton metal demir)
|
Diatomit
|
44 224 029
|
İyi kalite
|
Dolomit
|
15 887 160 000
|
% 15 MgO ve üzeri
|
Feldspat
|
239 305 500
|
Albit ve Ortoklaz
|
Fluorit
|
2 538 000
|
% 40-80 CaF2 İçeriği
|
Grafit
|
90 000
|
% 2-17 Sabit karbon içerikli,
zenginleşebilir
|
Gümüş
|
6 062
|
Metal Ag
|
Jeotermal Enerji
|
810 MW Termal 75 MW Elektrik
|
-
|
Kaolen
|
89 063 770
|
% 15-37 Al2O3
|
Kaya Tuzu
|
5 733 708 017
|
% 88,5 üzeri NaCll ( 200 000 000 tonu
göl rezervi)
|
Kil (Ser+Ref)
|
354 362 650 Seramik+Refrakter
|
-
|
Kurşun
|
860 387
|
Pb İçeriği
|
Kuvars Kumu
|
1 307 414 250
|
% 90 Üzerinde SiO2
|
Kuvarsit
|
2 270 287 821
|
% 90 Üzerinde SiO2
|
Kükürt
|
626 000
|
% 32 S içeriği
|
Linyit
|
8 374 372 000
|
AID.868-5000 Kcal/kg
|
Lületaşı
|
1 483 000(sandık)
|
iyi, orta kalite karışık
|
Manganez
|
4 560 000
|
% 34.54 Mn (Metal Mn içeriği 1 576
000 )
|
Mermer
|
5 161 000 m3
|
Toplam Potansiyel Rezerv
|
Manyezit
|
111 368 020
|
% 41-48 MgO içeriği
|
Molibden
|
2 670
|
Metal Mo
|
Nadir Topraklar
|
953 587
|
Nadir Toprak Oksiti
|
Nikel
|
39 400 000
|
% 1.21 Ni
|
Perlit
|
5 690 027 600
|
Değişik genleşme oranlarında
|
Pomza
|
1 472 964 776 m3
|
-
|
Profillit
|
6 644 000
|
Seramik+refrakter+ çimento
|
Sepiolit
|
13 546 450
|
% 50 üzeri Sepiolit
|
Sodyum Sülfat
|
16 536 000
|
% 81 NaSO4 (13040000 ton gol suyu
rezervi)
|
Stronsiyum
|
665 072
|
% 72 Üzeri SrSO4 içerikli
|
Talk
|
482 736
|
iyi kalite
|
Titan
|
95 000 000 Menderes
24 000 000 Ödemiş
|
%0.4-2.6 TiO2
%1-1.2TiO2 (Zenginleşme problemi)
|
Taşkömürü
|
1 126 548 000
|
İyi kalite
|
Trona
|
233 317 680
|
% 56 ve üzeri Trona
|
Toryum
|
380 000
|
% 0.24 ThO2
|
Turba
|
190 000 000
|
-
|
Tungsten
|
41 661
|
W İçeriği
|
Uranyum
|
9 137
|
% 0.05-0.1 U3O8
|
Wolfram
|
36 719
|
Metal W
|
Zeolit
|
17 931 375
|
Klinopitilolit+Höylandit
|
Zımpara
|
3 725 082
|
iyi kalite
|
DÜNYA MADENCİLİĞİNDE
TÜRKİYE'NİN PAYI
|
Maden Cinsi
|
Dünya
Rezervi
|
Türkiye
Rezervi****
|
Dünyadaki
Payı (%)
|
Açıklamalar
|
Altın
|
71
000
|
300
|
0,42
|
ton, metal Au
|
Antimuan
|
4
695 000
|
106
306
|
2,26
|
ton, metal Sb
|
Bakır
|
610
000 000
|
2
279 210
|
0,37
|
ton, metal Cu
|
Barit
|
500
000 000
|
35
001 304
|
7,00
|
ton
|
Boksit
|
28
000 000 000
|
48
056 250
|
0,17
|
Al2O3 içeriği
|
Bor*****
|
420
000 000
|
150
000 000
|
36
|
B2O3 içeriği
|
Civa
|
240
000
|
3
820
|
1,59
|
ton, metal Hg
|
Çinko
|
330
000 000
|
2
294 479
|
0,69
|
ton, metal Zn
|
Demir
|
124
000 000
|
82
458
|
0,07
|
1000 ton,metal Fe
|
Diatomit
|
2
000 000**
|
44
224
|
2,21
|
1000 ton
|
Feldspat
|
1
250 000*
|
239
305
|
23,93
|
1000 ton
|
Florit
|
310
000
|
1
523
|
0,49
|
1000 ton CaF2 içeriği
|
Gümüş
|
420
000
|
6
062
|
1,44
|
ton, metal Ag
|
Krom
|
7
500 000 000
|
30
370 182
|
0,40
|
ton, %45 Cr2O3
|
Kurşun
|
120
000
|
860
|
0,72
|
1000 ton, metal Pb
|
Kükürt
|
3
500 000
|
200
|
0,01
|
1000 ton S içeriği
|
Linyit
|
524
131***
|
7
965
|
1,52
|
Milyon ton
|
Manyezit
|
3
400 000
|
50
116
|
1,47
|
1000 ton, MgO içeriği
|
Manganez
|
5
000 000
|
1
576
|
0,03
|
1000 ton Mn içeriği
|
Sodyum Sülfat
|
4
600 000
|
13
395
|
0,29
|
1000 ton
|
Stronsiyum
|
12
000 000
|
210
123
|
1,75
|
ton, Sr içeriği
|
Talk
|
1
124 000
|
479
|
0,04
|
1000 ton
|
Taş Kömürü
|
519
733***
|
1
127
|
0,22
|
Milyon ton
|
Toryum
|
1
400 000
|
912
|
0,07
|
ton, ThO2
|
Trona
|
40
000 000
|
130
658
|
0,32
|
1000 ton
|
Tungsten
|
3
300 000
|
36
719
|
1,11
|
ton,W içeriği
|
Kaynak: Mineral Commodity Summaries 1997
* Mineral Facts of Problems 1995
** Industrial Minerals, Minerals Year Book çeşitli sayıları
*** WEC Survey Of Energy Resources 1994
**** MTA Genel Müdürlüğü, Maden Etüt ve Arama Dairesi Başkanlığı
***** www.mta.gov.tr/org/mta2.htm
****** Dünya bor rezervleri spekülasyon amacıyla gerçeği yansıtmadığından,
kaynak olarak
kullanılan ''Mineral Commodity Summaries1997'' de bor rezervlerimizin payı
%36 olarak
görülmektedir. Ancak Dünya bor rezervlerinde Türkiye'nin payının %70
civarında olduğu
sanılmaktadır.
|