31 Mayıs 2012 Perşembe

“Türkiye’deki mermerlerin Mineralojik ve Petrografik Özelliklerine Göre Kesilebilme ve İşlenebilme Parametrelerinin Matematiksel Modellemesi” adlı tez çalışması ile ilgili olarak;


RAPOR



“Türkiye’deki mermerlerin Mineralojik ve Petrografik Özelliklerine Göre Kesilebilme ve İşlenebilme Parametrelerinin Matematiksel Modellemesi” adlı tez çalışması ile ilgili olarak;



* 2001 – 2002 Güz yarı yılı içerisinde yapılan çalışmalar:

A)           Öncelikle; tez çalışmasında yapılacak işlerin genel bir planlaması yapıldı. Bu planlamaya göre ise;

Mağmatik, Metaformik, Sedimanter kökenli mermer türlerinin iç yapısal özelliklerinin incelenmesinin gerektiği ve bu incelemeler içinde, aşağıda belirtilen çalışmaların yapılmasının gerekliliği belirtildi.

1.        Türkiye’nin değişik bölgelerindeki farklı mermer örneklerine ait ince kesitlerden;

a.    Mermerlerin mineral yapılarının incelenmesi,

b.    Fosil içerikleri ve kavkı oluşumları varsa incelenmesi,

c.    Gözenek yapılarının analizi,

d.    Kristal yapılarının analizi,

e.    Kuvarsit yapılarının incelenmesi. 

2.        Mermer örneklerinin Kimyasal Analizlerinin yapılması.

B)           Mermerlerin Mineralojik – Petrografik Özellikleri ve Endüstriyel Önemini içeren bir literatür taraması yapılarak bu konuda hazırlanan bir seminer Fen Bilimleri Enstitüsüne verildi.



* Bundan sonraki dönemlerde yapılacak çalışma planı :

Raporun A şıkkında belirtilen çalışma planının uygulanmaya konulması düşünülmektedir.

 





RAPOR




“Türkiye’deki Mermerlerin Mineralojik ve Petrografik Özelliklerine Göre Kesilebilme ve İşlenebilme Parametrelerinin Matematiksel Modellemesi” adlı tez çalışması ile ilgili olarak;



* 2001 – 2002 Bahar Yarı – Yılı içerisinde yapılan çalışmalar :

Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden alınmış farklı mermer örneklerine ait ince kesitlerden;

-       Polarizan mikroskop kullanılarak, mermer örneklerinin mineralojik yapılarının incelemeleri yapıldı.

-       Mineral yapıları ile ilgili gerekli bilgiler not edildi,

-       Fosil içerikleri ve kavkı oluşumları tespit edildi,

-       Çok sayıda fotoğraf çekimi ile; mineraller, fosiller ve bazı özellikli durumlar görüntülendi.



* Bundan sonraki dönemlerde yapılacak çalışma planı :

-       Görüntü analiz cihazı kullanımı ile mermerlerin gözeneklilik yapılarının detaylı analizlerinin yapılması,

-       Mermerlerin kristal yapılarının incelenmesi,

-       Mermerlerin kuvarsit yapılarının incelenmesi,

-       Kimyasal analizlerin yapılması.        

  


29 Mayıs 2012 Salı

MTA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN ÇALIŞMA ESASLARI


MTA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN ÇALIŞMA ESASLARI

                                                  VE

ANA KONULARI



MTA Genel Müdürlüğü, madencilik sektorünün gelişmesi için gerekli her türlü bilgiyi üreten ve altyapı hizmetlerini de sunan araştırmacı bir kuruluştur.

Ülkemizin maden ve hammadde kaynaklarını kuruluş kanununa uygun olarak araştırmak ve ekonomiye kazandırmak görevini sürdüren Genel Müdürlüğümüz arama faaliyetlerini,3213 sayılı Maden Kanununa göre kendi ruhsat sahalarında ve talep halinde ücreti karşılığında özel ve kamuya ait ruhsatlı sahalarda yerine getirmektedir. Buna ilave olarak Maden Kanununun 18. ve 47. maddelerine göre ruhsat sahası civarında ve madencilik faaliyeti yapılabilecek alanlarda prospeksiyon yapmaktadır.

Genel Müdürlüğümüz genel bütçeden verilen yatırım ödeneği ile Bakanlığımız ve Devlet Planlama Teşkilatı'nca onaylanan "Yatırım ve İş Programı"na uygun olarak ülke genelinde çeşitli yörelerde mahallen arazi kamp yerleri açarak, işçi ve ekipmanlarının bir kısmını da bu yörelerden sağlayarak çalışmalarını sürdürmektedir. Genel Müdürlüğümüz 13 Daire Başkanlığı ve 13 Bölge Müdürlüğü ile yurt genelinde toplam 3639 personelle hizmet vermektedir.

Genel Müdürlüğümüz çalışmalarını; Maden Arama Projeleri, jeoloji, jeofizik haritaları ve Bilimsel Araştırmalar, Harita Envanter ve Veri Bankaları, Hidrojeoloji Etütleri, Jeotermal Etütler, Jeokimya, Yerkabuğu araştırmaları, MTA Sismik-1, Diri Fay Sismotektonik Etütleri, Metropolitan Alanların Jeoloji Etütleri, Tip Mukaveleli Etütler ve Organize Sanayi Bölgeleri Yer Seçimi, Sondaj Karot Bankası Araştırmaları, Laboratuvar ve Teknolojik Araştırmalar ile ilgili Bilimsel Etütler, Ücretli İşler, Yurtiçi ve Uluslararası Teknik İşbirliği Projeleri konularına ağırlık vererek yürütmektedir.

Bu temel konu ve alanlara yönelik olarak:

JEOLOJİ ARAŞTIRMALARI

-Değişik ölçekli Jeoloji, Mühendislik Jeolojisi, Tektonik, Jeomorfoloji, Kentleşme ve Altyapı, Doğal Afet Haritaları yapım çalışmaları
-Deniz Araştırmaları,
-Uzaktan Algılama Araştırmaları,



MADEN ARAMALARI

-Metalik Maden Aramaları
-Endüstriyel Hammadde Aramaları
-Enerji Hammaddeleri Aramaları
-Jeotermal Enerji Aramaları



JEOFİZİK ARAŞTIRMALARI

-Maden Aramaları, Jeotermal Enerji ve Yeraltı Suyu araştırmaları, Kabuk Yapısı Araştırmaları gibi konularda Jeoelektrik, Sismik, Manyetik ve Gravimetrik Etütler ve Kuyu Ölçümleri
-Değişik ölçeklerde Jeofizik Harita yapım çalışmaları



FİZİBİLİTE ETÜTLERİ

-Mali ve Ekonomik Değerlendirme
-Rezerv Hesapları
-Maden İşletme Projeleri



JEOTEKNİK ÇALIŞMALAR

-Şev Stabilitesi
-Zemin Araştırmaları



TEKNOLOJİ ARAŞTIRMALARI

-Malzeme Araştırmaları
-Cevher Zenginleştirme
-Teknolojik Problemlerin Çözümü
gibi konularda çalışmalar yapılmaktadır.













ANADOLU’DA MADENCİLİĞİN TARİHÇESİ



Anadolu'da madencilik binlerce yıl önce başlamış, M.Ö. 7000 yıllarında saf bakır, M.Ö.(3000-1200) yılları arasında tunç yaygın olarak kullanılmıştır. Daha sonra Hititler (M.Ö. 1750-2000), Urartular ( M.Ö. 850-585), Frigyalılar (M.Ö. 750-650)ve Lidyalılar (M.Ö. 650-550), dönemlerinde Anadolu'da çeşitli maden yataklarını işletmiş, izabe tesislerini kurmuş, metal para basıp kullanmışlardır.

Roma, Bizans ve Selçuklu dönemlerinde giderek gelişen madencilik, Osmanlı Imparatorluğu'nun ilk dönemlerinde devlet katkısı gormüş, 1815 yılında Bandırma yakınlarında bor, 1829 yılında Zonguldak'ta taşkömürü, 1848 yılında Bursa-Harmancık'ta krom bulunmuştur.

Devletin maden sahiplerinden %25 gibi bir hisse almasını öngören 1861 tarihli ilk Maden Nizamnamesi, etkili denetim olmadıgı için başarı sağlayamamıştır. Daha sonraları 1869, 1886 ve 1906 yıllarında üç ayrı maden yasası çıkarılmıştır. 1906 yasası ile işletme izni süresi, 99 yıl olarak belirlenmiş ve devlet payı madenin cinsine göre (%1-20) arasında değişmiştir.

Osmanlılar döneminde yabancı egemenliğinin altında olan madencilik sektöründe, Cumhuriyet'in ilanından sonra yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu dönemde, öncelikle büyük eksikliği olan madencilik öğrenimi yapmıs, teknik elemanların yetiştirilmesi ve yeni ekonomik model saptanmasına çalışılmıştır. Cumhuriyet rejimi ayrıcalıklı yabancı sermayeye karşı çıkmış, ancak anonim ortaklıklar kurularak yabancı sermayenin madencilik sektöründe yoğun girişimlerde bulunmasını da sağlamıştır. İzmir İktisat Kongresinde (1923), bu doğrultuda alınan kararlar ışığında özel kesimin finansmanını karşılamak üzere İş Bankası ve Türkiye Sanayii ve Maadin Bankası kurulmuştur. Ancak, ülkenin savaştan yeni çıkmış olması, özel kesimin sermaye birikiminin yeterli olmayışı ve 1929 dünya ekonomik krizi nedeniyle özel girişime dayalı politikada başarılı olunamamış, sektörde kamunun etkinliği arttırılmaya başlanmıştır.

Devletin madencilik sektöründe öncülük yapması amacıyla, madenlerimizin daha rasyonel bir şekilde aranması, bulunanların rezerv ve kalitelerinin tespiti, ekonomiye kazandırılması için 1935 ylılnda MTA Enstitüsü, bulunan madenlerin işletilmesini sağlamak amacıyla aynı yıl Etibank, 1940 yılında da Ereğli Kömür İşletmesi Müessesesi (EKİ) kurulmuştur.

1940 yılında Raman'da MTA tarafından bulunan petrolün arıtılması amacıyla 1942 yılında aynı yörede yine MTA tarafından 10 ton/gün kapasiteli bir rafineri kurulmuş, 1954 yılında MTA'dan alınan eleman, ekipman ve dökümanlarla Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) kurularak, devlet adına petrol arama, üretim, arıtma görevlerine başlamıştır.

1954 yılında, o güne kadar yalnız kamu kuruluşlarınca işletilen bazı madenleri özel girişimin arama ve işletmesine açan ve özel-kamu girişimine eşit davranılmasını ilke edinen 6309 sayılı maden kanunu yürürlüğe konmuştur.

1957 yılında, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu oluşturulmuş ve o zamana kadar Etibank tarafından yürütülen taşkömürü ve linyit üretim görevi bu kuruluşumuza devredilmiştir.

Planlı kalkınmayı öngören 1961 Anayasasının 130. maddesi ile doğal kaynaklarımız, anayasa güvencesine alınmıştır.

1963 yılında, enerji ve madencilik ile ilgili politikaları oluşturmak, uygulamaları denetlemek ve yönlendirmek amacıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kurulmuştur.

Planlı dönemde, maden kaynaklarımızdan en fazla yararı sağlamak, yurt içi talebi karşılamak ve dış satım artışı sağlamak,ana hedefler olarak belirlenmiştir.

1978 yılında çıkarılan 2172 sayılı kanunla, çok sayıda kömür ve demir işletmesi devletleştirilmiş, ancak üretimdeki düşüşler nedeniyle devletleştirilen sahaların bir çoğu 1983 yılında çıkarılan 2804 sayılı kanunla sahiplerine iade edilmiştir.

Yine 1983 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) kurulmuş ve taşkömürü üretimi TKİ'den alınarak bu kuruluşa devredilmiştir.

1985 yılında yayınlanan ve madenlerimizin daha rasyonel bir biçimde aranmasını ve işletilmesini amaçlayan 3213 sayılı maden kanunu, günümüzde de yürürlüktedir.



MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜN EKONOMİDEKİ YERİ



Yurdumuz, karmaşık jeolojisi ve tektoniğinin sonucu olarak çok çeşitli maden kaynaklarına sahiptir. Ancak, bu karmaşık jeoloji ve tektonik, aynı zamanda maden yataklarımızın küçük boyutlu ve çok parçalı olmasının da bir nedenidir.Çeşitlilik açısından dünyanın zengin ülkelerinden biri olmamıza karşın,gerek toplam rezerv yönüyle ve gerekse tek tek yatak boyutları kıyaslandığında geri sıralarda yer almaktayız . Dünya rezervlerinde önemli paya sahip olduğumuz madenlerin başında bor gelmektedir. Dünya bor rezervinin % 51’i yurdumuzda bulunmaktadır (Tablo 1). Bunun dışında dünya perlit rezervinin % 8.7’si, barit rezervinin % 7.1’i, sodyum sülfat rezervinin %3’ü, cıva rezervinin % 3’ü, diatomit rezervinin % 2.9’u, linyit rezervinin % 2.2’si,antimuan rezervinin% 2.26’ sı,manyezit rezervinin %1.47’si,gümüş rezervinin % 1.44’ ü, bakır rezervinin %0.37’si,krom rezervinin %0.40’ı ve altın rezervinin %0.23’ü ülkemizdedir.

Türkiye'nin 1996 yılı dünya maden üretimindeki payları önem sırasına göre, bor da % 48, perlitte % 11.82, manyezitte % 10,67, feldispatta % 7.92, kromda % 6.87, linyitte % 5.20, bentonitte % 4.31, baritte % 2.38, grafitte % 2.18 dir.

1997 yılı maden ticaretimize değer ($) olarak bakacak olursak; İthal ettiğimiz madenlerin başında taşkömürü, demir, linyit, kok kömürü, fosfat,bakır, zirkonyum, asbest, kaolen; ihraç ettiğimiz madenlerin başında bor, krom,bakır, manyezit,çinko, feldispat, mermer,barit ve pomza gelmektedir. 1997 yılı itibariyle ihracatımız 424 milyon $, ithalatımız 934 milyon $'dır (petrol-doğalgaz hariç). Türkiye’nin yıllar itibariyle dış ticareti miktar ve değer olarak tablo 4,5‘de gösterilmiştir.

Doğal zenginliklerimiz açısından en önemli madenimiz olan BOR, dünya rezerv ve üretiminde % 50’den fazla pay almakta olup, dış piyasada Türkiye'yi temsil etmek durumundadır. Dünya bor piyasası Türk kolemanitinin hakimiyetindedir ve madencilik sektorunün en biiyük döviz kazancı bor ihracatından kaynaklanmaktadır. Dünya TRONA rezervinin % 97.71'i ABD'de, geri kalanının %3' ünün Türkiye'de olması sebebiyle trona varlığımız da dikkat çekici sayılabilir.

Ekonomimiz içindeki yeri sürekli gerileyen madencilik sektöründe, yatırım talebinin azalma eğilimi göstermesi doğaldır. DPT yatırım teşvikleri incelendiğinde; Teşvik belgelerinin sektörel dağılımında madencilik sektörünün payı 1987 yılında % 7.6, 1988'de % 2, 1989'da % 2.8, 1990'da % 2.7, 1991'de % 3.6, 1992'de % 2.9, 1993'de % 2.8, 1994'de % 2, 1995'de % 0,6 ,1996’ da %1.3 ve 1997’ de %1.7 olmuştur.

Sabit sermaye yatırımlarında ise 1987 yılında % 2.8 olan madencilik sektörünün payı 1988'de % 2.9, 1989'da % 2.2, 1990'da % 2.2, 1991'de % 2.3, 1992'de % 2.3, 1993'de % 1.4, 1994'de % 1.5, 1995'de % 1.3, 1996’da %1.1 ve 1997’de %1.2 (tahmini) olarak gerçekleşmiştir.

Arama ve işletme yatırımlarının azalmasıyla, yapılan maden istihracı, potansiyelin gerisinde kalmakta ve madenciliğimizin ekonomideki payı giderek küçülmektedir. 1986 yılından önce GSMH dan % 2 oranında pay alan madencilik sektörünün bu payı, 1990’da % 1.58, 1991’de % 1.54, 1992’de % 1.35, 1993’de % 1.09; 1994’de % 1.39, 1995'de % 1.29, 1996’da%1.2 ve 1997’de %1.1 olarak gerçekleşmiştir.

Madenciliğimizin GSMH ‘daki payı ortalama % 1.5 civarında seyrettiği ve bu oranın 2 milyar $ lık bir miktarı ifade ettiği görülmektedir. Bu oran Almanya ve ABD gibi gelismiş iilkelerde de % 2-4 civarındadır. Miktar olarak bakıldığında bu oranların ifade etiği rakamlar Almanya'da 30 milyar $, ABD ‘de ise 150 milyar $ dır. Yani bu üIkelerde, madencilik önemini korumaktadır ve bu miktarlarla aramalarını, işletmelerini ve teknolojilerini geliştirmeleri mümkün olmaktadır. Ayrıca bu ülkeler sanayi devrimlerini de madencilik sektorü sayesinde gerçekleştirmişlerdir. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda ise madencilik sektörünün GSMH içindeki payının % 20 lerde olduğunu görürüz. Bu oran da bu ükelerde madenciliğin gelişmesi için bir kaynak yaratıldığını açıkça göstermektedir. Gelişmekte olan bir ülke durumundaki Türkiye bir yandan 1 milyonluk nüfus artışını besleyebilecek yatırım ve üretimi sağlamak, diğer yandan fert başına düşen milli geliri artırarak halkın refah düzeyini yükseltmek zorundadır. Bunu sağlayacak en önemli kaynaklardan biri olan madenciliğin katkısı yetersiz kalmaktadır. ÜIkemiz maden ticareti rakamları dikkate alındığında, ithalatın artmasına rağmen, ihracatın aynı seviyelerde kalması bu sektöre yeteri kadar önem verilmediğinin göstergesidir.

Madencilik sektörüne yön verirken uzun vadede bir madencilik politikası oluşturulmalıdır. Bu politikanın kalıcı olması yanında, zaman içinde değişip, yeni koşullara uyacak esnekliği de göstermesi zorunludur. Ayrıca bu politika tespit edilirken maden potansiyelimiz sağlıklı bir şekilde belirlenmeli ve doğal kaynaklarımızın tükenebilirliği göz önüne alınmalıdır. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, sektörün alt yapısını oluşturan doğal kaynakların aranıp bulunmasının, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi devlet tarafından yapılmasının zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Madencilik sektörümüzün gelişmiş ülkeler düzeyine gelmesi ve ekonomimizde olması gereken yere ulaşması için sektördeki belirsizliklerin en aza indirilmesi gerekmektedir.

Arama çalışmalarının sağlıklı yapılmasının önemini ve bunu devletin üstlenmesinin zorunluluğunu bu şekilde vurguladıktan sonra, devlet, sınırlı kaynaklarını akılcı bir şekilde aramalarda yoğunlaştırmalı ve işletme aşamasında kademeli olarak çekilmelidir. Bu alan özel sektör çalışmalarına açılmalı ve özel girişimciler teşvik edilmelidir. Bundan sonraki aşamada çalışmaların verimli olabilmesi için gerekli yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılması ve bunlara işlerlik kazandırılması gerekmektedir. (* Madencilik Sektörü Toplantı Raporu - Haziran 2000)



       TÜRKiYE MADEN REZERVLERİ



Rezerv (Gör+Muh) (Ton)
Açıklamalar
Altın
300
Au İçeriği
Alünit
4 000 000
%7.54 K2O
Antimuan
106 306
Sb içeriği
Asfaltit
74 370 000
AID.2896-5536 Kcal/kg
Asbest
29 646 379
Değişik lif boylarinda, lif yüzdesi %4 ' un üzerinde
Bakır
2 279 210
-
Barit
35 001 304
%71-99 BaSO4 içerikli
Bitümlü Şeyl
1 641 381 000
OrAID.541-1390 Kcal/kg
Bentonit
250 543 000
Sondaj+Döküm+Ağartma
Boksit
87 375 000
%55Al2O3 (25 667 000 ton metal Al)
Bor
1 805 709 953
% 24.4-35B2O3 içeriği
Civa
3 820
Metal Hg
Cinko
2 294 479
Zn içeriği
Demir
149 925 000
%55Fe ( 82 458 750 ton metal demir)
Diatomit
44 224 029
İyi kalite
Dolomit
15 887 160 000
% 15 MgO ve üzeri
Feldspat
239 305 500
Albit ve Ortoklaz
Fluorit
2 538 000
% 40-80 CaF2 İçeriği
Grafit
90 000
% 2-17 Sabit karbon içerikli, zenginleşebilir
Gümüş
6 062
Metal Ag
Jeotermal Enerji
810 MW Termal 75 MW Elektrik
-
Kaolen
89 063 770
% 15-37 Al2O3
Kaya Tuzu
5 733 708 017
% 88,5 üzeri NaCll ( 200 000 000 tonu göl rezervi)
Kil (Ser+Ref)
354 362 650 Seramik+Refrakter
-
Kurşun
860 387
Pb İçeriği
Kuvars Kumu
1 307 414 250
% 90 Üzerinde SiO2
Kuvarsit
2 270 287 821
% 90 Üzerinde SiO2
Kükürt
626 000
% 32 S içeriği
Linyit
8 374 372 000
AID.868-5000 Kcal/kg
Lületaşı
1 483 000(sandık)
iyi, orta kalite karışık
Manganez
4 560 000
% 34.54 Mn (Metal Mn içeriği 1 576 000 )
Mermer
5 161 000 m3
Toplam Potansiyel Rezerv
Manyezit
111 368 020
% 41-48 MgO içeriği
Molibden
2 670
Metal Mo
Nadir Topraklar
953 587
Nadir Toprak Oksiti
Nikel
39 400 000
% 1.21 Ni
Perlit
5 690 027 600
Değişik genleşme oranlarında
Pomza
1 472 964 776 m3
-
Profillit
6 644 000
Seramik+refrakter+ çimento
Sepiolit
13 546 450
% 50 üzeri Sepiolit
Sodyum Sülfat
16 536 000
% 81 NaSO4 (13040000 ton gol suyu rezervi)
Stronsiyum
665 072
% 72 Üzeri SrSO4 içerikli
Talk
482 736
iyi kalite
Titan
95 000 000 Menderes
24 000 000 Ödemiş
%0.4-2.6 TiO2
%1-1.2TiO2 (Zenginleşme problemi)
Taşkömürü
1 126 548 000
İyi kalite
Trona
233 317 680
% 56 ve üzeri Trona
Toryum
380 000
% 0.24 ThO2
Turba
190 000 000
-
Tungsten
41 661
W İçeriği
Uranyum
9 137
% 0.05-0.1 U3O8
Wolfram
36 719
Metal W
Zeolit
17 931 375
Klinopitilolit+Höylandit
Zımpara
3 725 082
iyi kalite











               DÜNYA MADENCİLİĞİNDE TÜRKİYE'NİN PAYI



Maden Cinsi
Dünya Rezervi
Türkiye Rezervi****
Dünyadaki Payı (%)
Açıklamalar
Altın
71 000
300
0,42
ton, metal Au
Antimuan
4 695 000
106 306
2,26
ton, metal Sb
Bakır
610 000 000
2 279 210
0,37
ton, metal Cu
Barit
500 000 000
35 001 304
7,00
ton
Boksit
28 000 000 000
48 056 250
0,17
Al2O3 içeriği
Bor*****
420 000 000
150 000 000
36
B2O3 içeriği
Civa
240 000
3 820
1,59
ton, metal Hg
Çinko
330 000 000
2 294 479
0,69
ton, metal Zn
Demir
124 000 000
82 458
0,07
1000 ton,metal Fe
Diatomit
2 000 000**
44 224
2,21
1000 ton
Feldspat
1 250 000*
239 305
23,93
1000 ton
Florit
310 000
1 523
0,49
1000 ton CaF2 içeriği
Gümüş
420 000
6 062
1,44
ton, metal Ag
Krom
7 500 000 000
30 370 182
0,40
ton, %45 Cr2O3
Kurşun
120 000
860
0,72
1000 ton, metal Pb
Kükürt
3 500 000
200
0,01
1000 ton S içeriği
Linyit
524 131***
7 965
1,52
Milyon ton
Manyezit
3 400 000
50 116
1,47
1000 ton, MgO içeriği
Manganez
5 000 000
1 576
0,03
1000 ton Mn içeriği
Sodyum Sülfat
4 600 000
13 395
0,29
1000 ton
Stronsiyum
12 000 000
210 123
1,75
ton, Sr içeriği
Talk
1 124 000
479
0,04
1000 ton
Taş Kömürü
519 733***
1 127
0,22
Milyon ton
Toryum
1 400 000
912
0,07
ton, ThO2
Trona
40 000 000
130 658
0,32
1000 ton
Tungsten
3 300 000
36 719
1,11
ton,W içeriği



Kaynak: Mineral Commodity Summaries 1997
* Mineral Facts of Problems 1995
** Industrial Minerals, Minerals Year Book çeşitli sayıları
*** WEC Survey Of Energy Resources 1994
**** MTA Genel Müdürlüğü, Maden Etüt ve Arama Dairesi Başkanlığı
***** www.mta.gov.tr/org/mta2.htm
****** Dünya bor rezervleri spekülasyon amacıyla gerçeği yansıtmadığından, kaynak olarak
kullanılan ''Mineral Commodity Summaries1997'' de bor rezervlerimizin payı %36 olarak
görülmektedir. Ancak Dünya bor rezervlerinde Türkiye'nin payının %70 civarında olduğu
sanılmaktadır.